Hacettepe Üniversitesi
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü
4. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu
DİLLERİ VE KÜLTÜRLERİ YOK OLMA TEHLİKESİNE MARUZ TÜRK TOPLULUKLARI
'SON SESLER DUYULMADAN'
Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 4. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu'nun hazırlık çalışmalarına başlamıştır. Sempozyumun konusu, Düzenleme Kurulu ve Bilim Kurulu tarafından "Dilleri ve Kültürleri Yok Olma Tehlikesine Maruz Türk toplulukları", sempozyum özdeyişi ise 'Son Sesler Duyulmadan' olarak belirlenmiştir.
Yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan diller, kuşaklar arasında yeterince veya hiç aktarılmayan, dolayısıyla konuşur sayısı giderek azalan ve öngörülebilir süreçte konuşuru kalmayacak derecede risk altında bulunan dillerdir. Dillerin yok olma sürecinde kültürler de ciddi derecede zarar görmekte, önce bulanıklaşmakta, yani kültürel değerler tam anlaşılmadan yaşatılmaya çalışılmakta, birkaç kuşak sonra da tamamen baskın kültürün bir parçası hâline gelmektedir.
UNESCO, yeryüzünde konuşulmakta olan 6700 dilin yarısının bu yüzyılın sonundan önce yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğu, bu gidişin önüne ancak hükûmetlerin ve konuşur topluluklarının âcil önlemler almalarıyla kısmen geçilebileceği görüşündedir. UNESCO, Tehlikedeki Diller Programı1 ile bu hayati soruna dikkat çekmeyi, uzmanlar ve otoriteler aracılığıyla çözüm üretmeyi hedeflemektedir. Programda tehlikedeki diller 'güvenli'den 'ölü'ye değin altı tehlike derecesine ayrılmıştır:
Tehlikenin derecesi | Kuşaklararası dil aktarımı |
güvenli | Dil bütün kuşaklar tarafından konuşuluyor; kuşaklararası aktarım kesintisiz |
zayıf | Çocukların çoğu dili konuşuyor, ancak konuşmalar belirli alanlarla sınırlı (ev gibi) |
kesinlikle tehlikede | Dil, evde artık ana dili olarak öğrenilmiyor |
ciddi tehlike altında | Dil, büyük ebeveynler ve yaşlı kuşaklar tarafından konuşuluyor; ebeveynler dili anlayabiliyor, ancak kendi aralarında anlaşabilecek ve çocuklarına öğretebilecek kadar konuşamıyor. |
kritik tehlike altında | En genç konuşurlar, büyük ebeveynler ve daha yaşlılardır ve onlar da kısmen ve seyrek olarak konuşuyor |
ölü | Konuşur kalmamış |
Bu programda hayatiyet/tehlike ilişkisi dokuz etkene bağlanmaktadır:
-Kuşaklararası dil aktarımı
-Konuşurların kesin sayısı
-Toplam nüfus içindeki konuşurların oranı
-Dil kullanımı alanlarındaki değişmeler
-Yeni alanlara ve medyaya tepki
-Dil, eğitim ve okuma-yazma için malzeme sağlanması
-Resmî ve kurumsal dil tutumları, resmî statü ve kullanımın dâhil olduğu politikalar
-Topluluk üyelerinin kendi dillerine yönelik tutumları
-Dokümantasyonun miktarı ve kalitesi
Bu etkenler arasında en önemlisi, kuşaklararası dil aktarımıdır2.
Yukarıda UNESCO tarafından belirlenmiş evrensel nitelikteki bu ölçütler, Türk dillerine de uygulanmış ve çok sayıda Türk dilinin farklı derecelerde yok olma tehlikesine maruz olduğu belirlenmiştir. Tabii, bunların hepsi için mahallinde yapılmış ve tehlikenin derecesini kesin olarak ortaya koyan veriler elimizde bulunmamakla birlikte, en azından şu ana kadar yapılmış çalışmalardan hareketle, tehlikenin hiç de azımsanmayacak sayıda Türk topluluğu için var olduğunu kabul etmek durumundayız.
22 Ağustos 2011 günübaşlayıp 26 Mayıs 2012 günü sona erecek 4. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu'nun konu seçim sürecinde, 'Kaybolan Sesler' hareket noktası olarak alınmış, bir taraftan şu ana kadar yapılmış çalışmaların değerlendirilmesi hedeflenirken, diğer taraftan da konu uzmanlarını bir araya getirerek gerçekte hangi Türk dillerinin ve kültürlerinin böyle bir tehlikeyle karşı karşıya oldukları veya olmadıkları, eğer tehlike varsa bu tehlikenin derecesinin ne olduğu, tehlikenin önlenebilir düzeyde bulunduğu dil ve kültürler için neler yapılabileceği, herhangi bir şey yapılamayacaklar için ise en azından bu dillerin kayıt altına alınması gibi konuların tartışılmasına ortam hazırlanması hedeflenmiştir.
Bu bilimsel toplantılarda Dilleri ve Kültürleri Yok Olma Tehlikesine Maruz Türk Topluluklarınıntespiti ve kayıt altına alınması, dil ve kültür malzemelerinin belgelendirilmesi, dil ve kültürlerin yeniden canlandırılması vd. ana konular olarak belirlenmiştir. Toplantıya Türklük biliminin her alanından her araştırmacı bağımsız ya da müşterek çalışmalarıyla katılabilirler.
Tarih öncesinden, zamanın sonsuzluklarından bugüne uzanıp gelen dillerin ve kültürlerin, insanlık tarihi boyunca taşıdıkları ve yaşattıkları yüksek değerler, paha biçilmez bilgi ve birikimler ve kültürel miras, çağdaş dünyanın dayattığı yaşam tarzı ve tek tipleştirmeyle ebediyen yok olmaya dolu dizgin koşarken, bu sempozyumun en azından yok olma tehlikesine maruz Türk dillerinin ve kültürlerinin 'son sesleri duyulmadan' yarının dünyasına birkaç satır, birkaç sesle aktarılmasına aracı olması dileğiyle sizleri Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumuna katkıda bulunmaya davet ediyoruz.
1UNESCO'nun Somut Olmayan Kültürel Miras-Tehlikedeki Diller programı.
2http://www.unesco.org/new/en/culture/themes/cultural-diversity/languages-and-multilingualism/endangered-languages/