Dilleri ve Kültürleri Yok Olma Tehlikesine Maruz Türk Toplulukları
Birbirleriyle iç içe, Türk dilleri haritasının kıyısında hatta Türk dillerinin konuşulduğu coğrafyalardan izole ve yok olma riskiyle karşı karşıya olan Türk dillerini belirlemek ve dilbilimsel bakımdan sınıflandırmak, alana araştırmasına, kapsamlı karşılaştırmalı çalışmalara dayalı ve daha pek çok keşfi gerektiren uzun bir süreçtir. Verilerin ve bu tür çalışmaların yokluğu veya sınırlılığı, tehlikeye maruz Türk dillerini ve kültürlerini belirlemede de sorun olarak ortaya çıkabilmektedir.
Aşağıda verilen listeye gerek dillerin adlarına, adlandırılmalarına, tehlike altında olup olmadıklarına; listenin eksik ya da mükerrer olduğuna ilişkin haklı itirazlarda bulunulabilir. Yok olma tehlikesine maruz Türk dilleriyle ilgili bilgilerimiz genellikle ikinci kaynaklara dayalıdır. Bu nedenle Türk topluluklarının kültürel ve dilbilimsel özellikleri bu ikincil kaynakların süzgecinden geçerek elimize ulaşmakta, iç adlandırmalar, yerine dış adlandırmalar Türk bilim literatürüne girmektedir. Bütün bu sorunların bilgisinde ve bilincinde olmak kaydıyla, mevcut listenin amacı, sempozyum konusu olan yok olma tehlikesine maruz dil ve kültürlerin değişmez bir listesini sıralamaktan çok, bu konuda araştırmacıların önerilerini ve uyarılarını dikkate almak ve sempozyum faaliyetleri boyunca güncelleştirmek üzere bir taslak sunmaktır.
Bu listenin hazırlanmasında UNESCO Tehlikedeki Dünya Dilleri Atlası esas alınmıştır. Adı geçen interaktif atlasta 'tehlikedeki dilin konuşulduğu ülke veya bölge, canlılık durumu, ISO 639-3 kodu, konuşur sayısı aralığı' vb. bilgiler yer almaktadır. Atlas'ta Türk dillerinin konuşulduğu ülkeler taranmak suretiyle yok olma tehlikesine maruz Türk dilleri tespit edilmiştir. Atlas'ta örneğin Rusya Federasyonu'ndaki 131 tehlikedeki dil arasında Başkurtça, Çuvaşça, Yakutça gibi en azından kısa vadede yok olma tehlikesine maruz olmayan Türk dilleri de yer almaktadır. Bu kapsamdaki diller listemize dâhil edilmemiştir. Ancak bu dillerin ana kitleden uzakta konuşulan değişkeleri üzerine yapılacak çalışmalar sempozyum sürecinde değerlendirilebilecektir. Diğer taraftan UNESCO'nun atlasında gösterilmeyen ancak çeşitli araştırmacılar tarafından yok olma tehlikesine maruz olduğu düşünülen diller de listeye dâhil edilmiştir.
Kuşkusuz tehlikedeki diller yukarıda sıralananlarla sınırlı değildir. Balkanlarda, Doğu Avrupa'da, İran, Afganistan ve Çin'de yazı dillerinin ve resmî dillerin baskısı altında yok olma tehlikesine maruz pek çok Türk dilinin bulunduğu bilinmektedir. Bu çerçevede bazı bilim insanlarının bizzat yerinde yaptıkları araştırma ve gözleme dayalı olarak kısa vadede yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmadığına dair bilgi verdiği Hotan, İli Uygur, Tarançi gibi Türk dilleri Türkiye kamuoyunda yeterince tanınmadığı, bu dillerle ilgili yeterli literatür bulunmadığı düşüncesiyle listeye dâhil edilmiştir. Kırımçak, Polonya Tatarcası, Litvanya Tatarcası gibi bazı diller ise çeşitli nedenlerle konuşuru kalmadığı halde benzer düşüncelerle listeye alınmıştır.
Konuşur sayısı yüz binlerle ifade edilebilen bu nedenle listemize alınmayan İran'daki Kaşgay vb. Türk dillerinin gerçek durumu, yani kısa veya orta vadede tehlike altında olup olmadıklarıyla ilgili gerçekçi yargılar ise ancak kapsamlı alan çalışmalarla ortaya çıkacaktır.
Altayca, Tuvaca ve Özbekçe gibi bazı Türk dilleri ise çoğunluk olarak konuşuldukları bölgelerde tehlike altında bulunmamalarına karşın, Moğolistan, Çin, Afganistan gibi nispeten küçük gruplar halinde konuşuldukları coğrafyalarda tehlike altında olabilmektedirler. Bu tür tehlikedeki değişkeler de sempozyum kapsamında ele alınabilir.
Sempozyum, yeterince tanınmayan Türk topluluklarının kamuoyunun gündemine getirilmesine de vesile olacaktır.
Bu listenin yayımlanması ile birlikte siz değerli bilim insanlarından gelecek her türlü öneri Bilim Kurulu ve Düzenleme Kurulu tarafından dikkate alınarak değerlendirilecektir.